Büyük Sorumluluk
Türkiye’nin en büyük nitelik arz eden, müdafaası zaruret olan şu anki gird-abı lisândır. Lisân neşredilen unsurlar arasında kitaplar ile vuzuh bulan karmaşa içinde kalırsa, insanlar “Yaşamak, bir tür eğlence ister. Onun isbatı gülümsemektir”, yerine, “Bir tür eğlence ister yaşam. Gülümsemektir isbatı onun.” diyerek bozarlar ise, kimseler bir mânâ veremez. Lisân tahrîb edilir ise, kültür okunamaz ve kavranamaz. Kültür mahv olur ise, medeniyet barbarlık içinde sür’atle çöker. Buna mâni olacak inkilâb kuvvetine mâlik olan bir lider yok ise, sür’atle yok olan medeniyetin çöküşünü herkes birer birer kendini eleştirmek suretiyle bilinçsizce temennî etmektedir.
Türkiye’de rastladığım en mânidar ve îmâsı bolca şey şudur ki; herkes kendini tenkid etmek yolıyle bir şeyler söyleyip, sonra gülüyor ve bilgi sahibiyim diyerek nitelikli bir kimse olduğunu zannediyor.
Başka hiçbir ülkede, bunun ayrıca örneği yoktur ki, insanlar kendilerini eleştirip, bir anda yüksek mevkie ulaşsın. Hülâsa, “Biz, şuyuz, fakat bunu yapmamız lazımdan” başka ülke insanlarından hiçbir icraat ve faaliyet yok.
Büyük sorumlulukta, ayni zamanda müzik de mesele iştirâk etmektedir. Müziği ruh işkencesi olan, topluluklar tahsil göremez, terbiye edilemezler. Sorunu yalnızca cinsî alâka olmuş gaflet topluluğundan, istikbalde meziyetler ortaya çıkmaz. Âdetâ lisân harici, bu mes’ele ile dahî mahv olur.
KURT